Saydam Kutu
- Zeliha Aydogmus
- Apr 28, 2021
- 1 min read
Saydam bir kutuya yerleştirdim hayatı Hissediyorum ayaklarımdan yükselen karıncalanmayı
Damarlarım talan, duyumsuyorum
Sağa sola çarpa çarpa koşuşturan al ve akyuvarlarımı
İtirazım olamaz Hiç olmadı Kabullenmek ve sonra ayak diremek gerekiyordu
Tam güneşe dayamışım Ilıman göğsümü kundaklayıp donduran münafıkları
Birden yer yarıldı Lağım kokan ağızlar sonuna kadar açıldı Göletin suyu çalkalandı, bulandı
Hiç unutulur mu Ördekler ve kazlar en iyi bilir
Aksi yöne sapmayı
Vazgeçmeli mi şimdi Aranmayı bırakmalı mı Tohumlar gömüldü nasılsa Yağmurlar ıslatsın
Henüz vakti saati değil Biraz erken
Uzakları keşfetmeli uçuşlar
Palazlanırlar da Nasılsa bahar saklıyordur
Eylemsilerin evrilme çağını
Saydam bir kutuya yerleştirdim yaşamı
Siz de bakın, görün
Denizde hırçın dalga
Köpükler asi, dik başlı Eskiden de ateş ateşti, köz köz
Sabah vapurundan maviye düşen genç aşıkların bakışı
Şimdi, yani zamansız yeşerdimse
Boşuna değildir Vakitsizliğimde Ben palmiye ağacı Dalımdayımdır hem taze
Kokuşum buram buram
Henüz düşmedim
Ben birazdan, yani tam zamanında
Fıstıklı çam kozalağı
Yaklaşık yirmi üçlerden bu yana gövdem gürbüzleşmeliydi
Feleksizler ah, bozmasaydı delikanlı akışı
Bak taze dallarım hala kaynaşık yeşil
Hala güneşe en yakın
Yaprak döküyorsam yine yeşereceğimdendir o
Uzun ettik keselim artık konuşmayı
Bak tanıştırayım
Umurunuzum ben, uğurunuz
Gövdem neredeyse yüz yıllık
Eninde sonunda ben ve biz, Ulu Çınar ağacı
Değişeni yok, halihazırda sıfır kilometre
Hız kesmeyen bu dalgalanış
EKİMİN SON GÜNLERİ KADAR KIRMIZI
Comments