Sana Yalan Söylemişler
- Zeliha Aydogmus
- Jun 26, 2021
- 2 min read

Sana Yalan Söylemişler...Monologlarla keskinleştirilmiş, biraz iç dökümü, biraz hikaye, biraz deneme, biraz yaşamla hesaplaşma. Ağırlıklı olarak geçmişle hesaba oturmuşken, dünden bu güne tüm eylemlerini gün ışığına çıkarıp açık yüreklilikle taramak.
Mustafa Suphi eserinde çağımızın ruhsal açmazlarından biri olan yalnızlığın psikolojik yankılarına sıkça yer veriyor. Bir yandan da yazar ruhsal dağınıklıkları alt edip derli toplu ve dik durma çabasının sonucunda kazanılmış bir zaferden söz ediyor Sana Yalan Söylemişlerde...Her zafer kazanılırken yitirilenler de olacaktır ya, sanırım bu da kitabın satır aralarında vurguladığı gibi ne yapılsa onmayan, ömürlük gurbetin içsel, sık sık nükseden sancılı yankıması olarak açıklanabilir. Kitabın, yazarı Mustafa Suphi'nin yaşamından kesitleri, duygu ve düşünce yapısını da içerdiğini rahatlıkla söyleyebilirim...Bu yapısıyla eser diğer özelliklerinin yanında bir tür otobiyografik kimlik de edinmiş durumda.
Sana Yalan Söylemişlerin yazın dilini irdelediğimde, kitabın akıcı bir dille yazıldığı ilk göze çarpan özelliği. Mustafa Suphi bu eserini şiirsel bir dille, yaratıcı yazını doz aşımına uğratmayan bir kurguyla yazmış...Öyle ki yazar, edindiğinizde kısa sürede okuyup bitireceğiniz bir yapıt ortaya koymuş.
''Dünyada söylenmemiş hiç bir şey kalmamıştır önemli olan ne şekilde söylediğinizdir.'' cümlesini dikkate alarak, içten içe tekrarlardan ve ağdalı anlatılardan oluşan kitapların durumu için 'yaprak israfı' nitelemesi hep kaçınılmaz gibi gelmiştir bana. Sana Yalan Söylemişlere bu açıdan baktığımda kitabın bu tür tekrara düşme durumundan uzak olduğu açık.
Ayrıca Suphi kitabını tarihe iz bırakan edebiyatçılardan yaptığı alıntılarla daha da zengin kılmış ve bunu olması gerektiği kadar yapmış. Sana Yalan Söylemişlerdeki bu yapısal zenginliği örnekleyerek sözü bağlamam gerekirse kırk sekizinci sayfadaki şu paragraf oldukça çarpıcıdır;
*''Susmak belki de keşkeler çoğalmasın diye gerek. Susmak, şöyle ağız dolusu sövmektir de bir yerde. Diyor ya Halil Cibran, ''Bir insanı sustuğu yerden tanıyabilirsiniz.'' diye.
Susmak nasıl da yormuş varlığımı.''
Üç ayda altıncı baskı...Tebrikler Mustafa Suphi. Nicelerine Sana Yalan Söylemişler.

Comments