top of page

Çok Severdi


ree

Sahi ya kime benzeyecektim; armut dibine...


Annem babamı çok severdi, onlarca yıldan sonra hala...


Azla yüreği yetindirmemeyi, sevdi mi kıyısız, alabildiğine engin, gökyüzü kadar, yeryüzünde bulunan denizlerin metreküplerince çok sevmeyi; aklını yitirircesine, kalan ömründen sevdiğine pay etmek istercesine, bir annenin yüreği evladı için nasıl pırpır ederse, işte öyle... Çıldırırcasına sevmeyi, sevdiğine paha biçememeyi; tüm gözlerden sakındığın yerde bakışlarını, kendini yalnızca ona saklamayı ve tüm varlığınla sunmayı, annemden öğrendim ben...


Annem babamı çok severdi, onlarca yıldan sonra hala...


Kızardım O'na; küçükken ama, çok küçükken...Babam, incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden, annemi incitirdi fakat annem babama, öyle uzun uzun küsüp surat eğmezdi. Babam azıcık güler yüz gösterse, gönlünü almak istese, hiç tutamazdı kendini, hemencecik gülüverirdi; öyle içten, öyle sıcak, öyle hesapsız ve çocuk gibi...Dedim ya, çabucak affediyor diye kızardım ona, çok kızardım için için...Öyle ya insanda azıcık gurur olmalıydı ve karşısındakini öyle kolay kolay affetmemeliydi. Peki ya o ruhların psikolojik şiddetten tahrip olduğu, boşu boşuna ellerinden kayıp giden zaman ne olacaktı! Peki ya o yitirilmişler listesine eklenecek olan, sayısız karşılıklı gülüşmeler; ay ışığının önce avlumuza, oradan da yatak odalarına daldığı geç saatlerde....neyse anladınız, sonuçta rahmetli ağabeyim ve ben onlardan olmayız işte.


Annem babamı çok severdi, onlarca yıl geçmişken hala...


Şimdi onu anladığım zamanlara getirdi beni yaşam....Sevmek, tüm kalbinle sevmek, tüm zorluklara karşın sevmek, böyle bir şeydi. Ne olursa olsun, koşulsuz şartsız seviyor, öyle uzun küslükler güdemiyordun... Oldu bir hata diyelim ve küslük gütmeye kalktın; kalbin paramparça, dünyayı bağışlasalar içini güldüremiyordu hiç kimse; en yakınların, kanından canından olanlar bile...O'nun yeri hep ayrı oluyordu ve hep haklı...Üstüne üstlük gururlandırıyordu seni O'nun haklılığı; en çok öfkesinde de, sevgisinde de güvenilir, dosdoğru bir insan oluşu, dik duruşu...Birden aklına düşüyordu o ünlü cümle ve diyordun ki; ''O iyi insanlar o güzel atlara binip, çekip gitmemişler''...İyi ki.


Annem babamı çok severdi, onlarca yıl geçmişken hala...


Öylesine bir öykü bu, öylesine; kalan ömrünün sadece mutlulukla ilgili kısmını verip, sevdiğin insanı çoğaltmak istediğin...


Çok zamandır, artık ben de seni...Ay ışığı gelmeli.

Comments


bottom of page